İslam çevre/doğa bilinci oluşturan bir dindir. Kuran’da; doğayı, canlıları korumaya yönelik insanlara emirler buyurulmuştur.
Allah, Rum Suresi’nde karada ve denizde bozgun çıkarmayın der;
İnsanların ellerinin kazanmış oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Allah onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor ki geri dönebilsinler. (Rum suresi- 41)
Bu önemli uyarıdan ötürü, Müslüman insanlar denizlerin bilinçsizce kirletilmesine, doğanın katledilmesine, doğadaki canlılara zarar verilmesine karşı çıkmalıdır.
Kim demiş Kuran’da hayvan haklarına yer yok diye? Karada ve denizde bozgun çıkarmamayı söyleyen bir dinin, yani orada yaşayan canlıların doğal yaşamını da güvence altına almaya çalıştığı anlamına gelmiyor mu? Köpek düşmanı, kertenkele avcısı Peygamber anlatıları ise tamamen Kuran’a uygun olmayan, Allah’ın dinine iftiralarla dolu olan uydurma rivayet kaynaklarına dayanır, gerçek dışıdır. Kuran’la çelişen bu kaynaklar, açıkça Allah’ın tamamlanmış emirlerinin yer aldığı Kuran ile çelişmektedir. Yapılması gereken, Peygamberin ölümünden en az iki asır sonra uydurulmuş ve toplanmaya başlanmış hadis iddialarının derhal terk edilmesidir. (Dinin kaynağının yalnızca Kuran olması gerektiğine dair çok beğendiğim, hadislerin hem kendi içlerinde hem de Kuran ile çeliştiğinin kanıtlarının anlatıldığı çalışmanın linkleri yazının aşağısında mevcuttur.)
Günümüzde, doğada bozgun çıkaran yaptırımlara ve hayvan haklarının ihlalini eleştiren kesime baktığımda, bunların içerisindeki büyük kesimin Allah’ı umursamayan insanlar olduğunu görüyorum. Oysa doğanın korunması ve hayvan haklarının savunulması görevini en çok Müslümanlar üstlenmelidir.
Kuran’da örnek müminler olarak gösterilen Ashab-ı Kehf’in beraberlerinde köpekleri olduğu ve Maide Suresi 4. ayette insanlar tarafından eğitilen hayvanlardan bahsedildiği de hatırlanmalıdır.
Bunlara da bakabilirsiniz:
